|
|
|
|
MUSTAFA CİLASUN'dan ŞİİRLER |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Dilim ne söylese ruhumun esininde!
Ne kadar aklım ve iradem olsa da
Hangi yolun çıkmaz sokağında meşakkati solusam
Ram olabilmek için hasredilen cehdi sevdanın inayetiyle buluşsam
Hakkıyla kulluğun ihsanına kansam ve hasretimi samimiyetle sahibine anlatsam
Filistin mahzun, nefeslerde masum
İşgal edilen gönüller, insanlık adına sürekli mahkûm
Küresellik malum zihniyetin arza şırınga ettiği nifakla uzanan salkım
Her yerde hamaset, siyasi yelpazede durmuyor kehanet, muhalefet ise ahh rezalet
Yargı erki siyaset için palazlanıyor
İşgal edilen haklar alazlanarak tebaadan gizleniyor
Kolluk kuvvetleri ne kadar efradımız olsa da, desiseler içinde gidiyor
Ne aklım eriyor ve nede melalim sürur içinde ati için mefkûreye hazla nazar ediyor
En iyisi susmak ve hikmeti aramak
Ne kadar heves varsa, feda nispetinde hakka sunmak
Mütemadiyen yakarmak, evrensel mesajı hakkıyla ve aşkla anlamak
Cemaat asabiyetinden, gönüllü kölelikten ve de azimetsiz siyasetten felah bulmak
Nefesin çığlığından neyi bulursun
Mızrabın tınısında sancıyla efkâra acıyla uzanırsın
Mahkûm edilen gönüller için, işgal edilen haklar bilmem ki nasıl derdin
Kimsesizliğin burukluğuna kayıtsız kaldığın her vaktin hesabıyla yaşamak ardır
Güç ve takat niyetinle kavidir
Samimiyet ve sadakat maslahatlar dirliğinde gizlenir
Azimet niye feraset işidir, akıl bu manada erktir, irade kalbin nefesidir
Ruh neden zaman içinde sana tevdi edilen kutsi bir hazinedir, tefekkür hakikattir
Hiç bir şey bilmiyorsan düşün
Arzı kuşatan ayetlerin ahengiyle sessizliğin aşkına bürün
Duyulmayan nidanın, hüznü yaşatan solukların, hicranı anlatan ağıta sürün
Sabır niye bazen hürriyet, kanaatin letafetinde aşkın demiyle sana sunulan izzettir
Ölüm en yakın olan saliseliktir
Ancak bu hakikati idrak sahibi hakkıyla bilir ve eğilir
Secdelerin umutlarında filizlenir ve vuslat için kalbine samimiyetle yönelir
Bilmek hali kurtarmaz, ceht olmazsa ruh bu manada şahitlik yapmaz ve aşk olmaz
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Sine-i hicranım geçit vermiyor!
Hoyrat bir gecenin sabahındayım
Ne bıçkın bakışlar ve ne de şevksiz nazlar celbe diyor
Nazar ettiğim meraklar sancıları ruhuma bırakarak kayboluyor
Alıklaşıyorum, loşluklar serencamında bir yol bulamadan uyanıyorum
Sessiz nefesin hüznüyle bakıyorum
Müddetin rahlesinde muvazenemi hazinle okuyorum
Ne korkuyorum ve ne de hazzı yudumluyorum niçin soluyorum
Yazmaktan ne buluyorum, umutlarımı kanatlanması için bırakıyorum
Yol, yolcunun hasretiyle dertlenir
Han, mazi güftesiyle duvarlar kazılarak melal işlenir
Hasret, kalbin sesiyle bestelenir, nidalar sessizlik içinde hissedilir
Kim ne kadar yanıyorsa, dağlanmaya amade olacak nefesle takattedir
Gönüller pranga dinlemez akar
Tıpkı su misali bahtı gaza için kalbin latifliğindedir nazar
Akıl hesap içinde anlam bulan miktar, muhabbet hikmetiyle başlar
Hak, insanın ruhunda manalaşan ilkbahar, adalet adamlık şartını arar
Mahzun yürekler sessizce ağlar
Rahmeti bu manada ancak ihsan sahibi ihlâslı kul anlar
İşte o an yeniden başlar bahaneler dirliğinde anılan maslahatlar
Kim ne kadar sahavet ehlidir durma sessizce, kalbinin sesiyle söyle yar
Sine-i melalim şevk vermiyor
Azalan fersiz nefesim bilmem ki kimden hamiyet bekliyor
Ruhum mazinin ahengiyle yol alıyor, kalbim solgunluğu aralıyor
Neden halimden vuslat tınısı letafetiyle uzaklaşıyor ve zihnimi yoruyor
Ses, nefesin çığlığıdır bilesin
Rest, nefsin tezkiyesi hal yoluna girmedikçe ezada erksin
Kul olmak, yanmada aşkın hasretiyle yol almak, sevda kim dilesin
Yaşamak yalnız nefes almak değil hissedesin, ibretin lütfüyle aşka eresin
Bilmek ne kadar kifayet ediyor
Akıl, idrakin için hakikatin yolunda yaşamaktır dileyesin
Kimseyi hakir görmeyesin, bahtı ilahinin hikmetiyle inayetle hamt edesin
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Titreten kalbinin haşyetine ram olayım!
Artık ne yazmak kar ediyor ve nede yanmak
Sessiz ağıtlarım halim için efkârlı bir durak ve sancılı merak
Çileler derleniyor zihnimde hüzünlü yumak, nakşeden hicranın sığınak
Bir ses ver, sükûtun çığlığına halini ser, edebin ahengiyle şad oluyor her yer
Ne bıçkın nazarlarda abadım, nede baharda
Yüreğimi dağlayan nefesin şimdi hüznün busesiyle sinemde
Her ne kadar yalnızlığın bahtıyla mütemadiyen ağlasam da sen anma
Vaktim her an daralsa da, ruhum hicrana kanarak sürurun hasretinde harla
Ne çare olacak, ömrüm senin aşkınla solacak
Her nefes hasretin bağrında karanlığın hüznüyle şakıyacak
Kim anlayacak, yar kalbin sesini bilmem ki ne vakit duyup uyanacak
Yağmur her katresinde umutla içime akacak ve gözyaşlarım hiç durmayacak
Ey Rabbim sen bilirsin, sen kalbimin sahibisin
Zihnimin banisi, nefesin vadesine kefilsin, ellerimi açtım
Halimin fakirliğini yüksünmeden anlattım, şimdi kapına yaslandım
Sine-i hicranımı, dil-i sancımı, ufuklarda yalnızlığımı sürura erdir, takat ver
Kıldığım namazlarda izzet-i ikramını göster
Kalbime ahenk, melalime şevki göster, gayri yol yok haz ver
Umutlarım hazanlaştı, solmuş yapraklar misali ruhumu çok ağlattı
Ne kadar sabrı terennüm etsem de felah için rahatlatmadı, kanaatim azaldı
Kırılan kalbim, umana boşalttığım dertlerim
Senin nezaretinde, şimdi yalnızlığım halimi kuşatan esaretimle
Sesim çıkmaz, ayaklarım umudun vecdiyle ruhumun sesine adımlamaz
Gözlerim her ne kadar yaşlarını bıraksa da, aşkın o hakikatine ram olamaz
Var ettiğin vesileler hikmetiyle nefes eşiğinde
Göçüp giden zaman kimin derdinde, ahvalim hüznün refakatinde
Nefsim bu kadar lekeliyse, dilim her neyi söylese bilirim fayda etmeyecek
Ruhumun hicran damlaları ömrün sayfalarında mütemadiyen silinmeyecek
Mahzunluğumu ne yar bilecek ve nede isyan
Masumluğum sadakatime kefalet edecek, vaktim dürülerek dinecek
Aşk manayı ikliminden acıyla nazar edecek, hali fakirliğim teslim görecek
Veda etmek, nidayı gizlemek, sineyi hapsederek edebe bürünmek kime düşecek
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Gönül hüzne ram olunca neyleyim!
Durgun bir halin yolculuğundayım
Melalim sükûn içinde, yüreğim burukluğun kadrindeydi
Nereye nazar etsem zemheri yanı başımdaydı, sinem hicranı öyle kuşandı
Zihnimin tarumarlığı takatsiz bıraktı, artık ne günün ve nede gecenin farkı vardı
Ruhumun şahit olduğu her şey ayandı
Her ne kadar sırlarımı saklamış olsam da bir bilen vardı
Hesabın haşyeti, kalbimin inayeti inşirahın sebeplerini sessizce yudumladı
Vakit göçüp giderken, düşünceler içimi titretirken, mizan kalbime hüznü yaşattı
Kırılan kalbim, hicran içinde gönül dilim
Her an kapımı çalan sancılı düşlerim geçit hiç vermiyordu
Sinem hamiyet hasretini, vefa suhuletini, insan için hak olan edebi andı
Lakin artık halimde solgunluk vardı, sükûnet her yanımı sardı, paylaşım uzaktı
Aşk suya düşünce dalgalar neler anlattı
Bıçkın yüreğim sevdanın yangınlığında solgunlaşıp kaldı
Artık ne bir hevesim ve ne de bir merakım ufuklardaydı, gönlüm haraptı
Seyrettiğim umutlar, kanatsız çırpınan kuşları hazin bir şekilde kalbime anlattı
Çektiğim cefalar sabrı anlamsız bıraktı
Kanaat bahtım için sessizliğimde çok ağlattı, geriye ne kaldı
Derdin halime nakşeden izleri ve sinemin geçirdiği şevksiz seyirleri neyleyim
Vuran dalgaların dilinde, uçan kuşların sevincinde, aşk şimdi halin derinliğinde
Eşikler vesileler ile umutla o an kesişince
Ölüme ramak kalan hevesler muhabbet şevkiyle filizlenince
İnsan her an muhtaçtır aşk iksirine, sevdanın suskun diline, edebin azizliğinde
Kul olabilmek nasıl mukadderse, ayetlerin meali şimdi sancısıyla zihinde şevkle
Yol, yordam için, hal adabı kul seçimidir
İllaki adamlık bir seçimdir, aşk ne geçimin, nede seçimin erkidir
O müstesnadır, insanla farktır, fedayı sanatta vuslattır, yoksa insan kayıptır
Hevesin sükûnunda, adabın adımlarında, sabrın cenahında, hüzün sağanağındır
Edebiyat sanatın sultasında tevazuudur
Yanmak yazmak adına melali zarifliğiyle hasretme temayülüdür
Ne kadar samimi isen, niyetinde kavi isen, vefa adına sessizliği nefeslensen de
Sakın korkma, asla unutma, hatta yılma hakkaniyet mefkûresinde adalete şaşma
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Gün gelir gözyaşlarını kurutursun!
Ağlama
Bahtın gazasından yılma
Hicranın salkımlarından korkma
Unutma, kalp sürura kaimdir, çile onunla nefestir
Sevda, ömür sayfasında latiftir, ona haiz olan münevverdir
Kalp niye ruh için umutları besleyen yegâne yetidir, şevk muhabbetindir
Korkma
Yeisi hüzünle yudumlama
Yağmuru hatırla, dalgaları unutma
Sancılar ne kadar muştu olsa da hicrana yaslanma
Farkı fark ettiren feraseti anla, nedametin nidasıyla ağlama
Aşkın feyzini, adamlık değerini, insanın değişken zafiyetlerini de unutma
Ne vakit
Halin deminde yol alsan
Bilginin mürebbiliğinde akla baksan
İbretin fütuhatıyla yol alarak umutla kanatlansan
İdrakin bahşedilen inşirahıyla, kalbin sesinden aşkı tanısan
Ruhun evvelinden, ati serüveninden kurtulup mavera için sevdayı yaşasan
Bir gün
Gözyaşlarının kuruduğuna
Melalin duyulmayan acı çığlığında
Nefesin solgunluğuna, umudun elan düş kırıklığına
Her adımında yaklaştığın yalnızlığa, halini anlamayan nazarlara
Hüzünle şahit olacaksın, göçmeyi sinenin temiz sayfalarında okuyacaksın
Ruhun
Hicran damlaları dinmeyecek
İnsanlık adına zülüm bitmeyecek gönüller sürülecek
Kalbin sesi hiç işitilmeyecek, hesap kul için mizana yön verecek
Düşler bedelleşecek, hülyalar netleşecek, yaşamak adına ne varsa görülecek
İşte
O vakit hakikat celbedecek
Aşk her haliyle ruhun letafetinde umutla yüzleşecek
Niyet kalbinle bedelleşecek, gözyaşların elbette fayda etmeyecek
İnayete hasrettiğin, fedayı nefs yaptığın, iradeyi azimeti yaşattığın gelecek
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Dilim ne söylese ruhumun esininde!
Ne kadar aklım ve iradem olsa da
Hangi yolun çıkmaz sokağında meşakkati solusam
Ram olabilmek için hasredilen cehdi sevdanın inayetiyle buluşsam
Hakkıyla kulluğun ihsanına kansam ve hasretimi samimiyetle sahibine anlatsam
Filistin mahzun, nefeslerde masum
İşgal edilen gönüller, insanlık adına sürekli mahkûm
Küresellik malum zihniyetin arza şırınga ettiği nifakla uzanan salkım
Her yerde hamaset, siyasi yelpazede durmuyor kehanet, muhalefet ise ahh rezalet
Yargı erki siyaset için palazlanıyor
İşgal edilen haklar alazlanarak tebaadan gizleniyor
Kolluk kuvvetleri ne kadar efradımız olsa da, desiseler içinde gidiyor
Ne aklım eriyor ve nede melalim sürur içinde ati için mefkûreye hazla nazar ediyor
En iyisi susmak ve hikmeti aramak
Ne kadar heves varsa, feda nispetinde hakka sunmak
Mütemadiyen yakarmak, evrensel mesajı hakkıyla ve aşkla anlamak
Cemaat asabiyetinden, gönüllü kölelikten ve de azimetsiz siyasetten felah bulmak
Nefesin çığlığından neyi bulursun
Mızrabın tınısında sancıyla efkâra acıyla uzanırsın
Mahkûm edilen gönüller için, işgal edilen haklar bilmem ki nasıl derdin
Kimsesizliğin burukluğuna kayıtsız kaldığın her vaktin hesabıyla yaşamak ardır
Güç ve takat niyetinle kavidir
Samimiyet ve sadakat maslahatlar dirliğinde gizlenir
Azimet niye feraset işidir, akıl bu manada erktir, irade kalbin nefesidir
Ruh neden zaman içinde sana tevdi edilen kutsi bir hazinedir, tefekkür hakikattir
Hiç bir şey bilmiyorsan düşün
Arzı kuşatan ayetlerin ahengiyle sessizliğin aşkına bürün
Duyulmayan nidanın, hüznü yaşatan solukların, hicranı anlatan ağıta sürün
Sabır niye bazen hürriyet, kanaatin letafetinde aşkın demiyle sana sunulan izzettir
Ölüm en yakın olan saliseliktir
Ancak bu hakikati idrak sahibi hakkıyla bilir ve eğilir
Secdelerin umutlarında filizlenir ve vuslat için kalbine samimiyetle yönelir
Bilmek hali kurtarmaz, ceht olmazsa ruh bu manada şahitlik yapmaz ve aşk olmaz
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Rüzgâr susmuş ses vermiyor!
Yine akşamın mağrurluğundayım
Ruhum seyyah olsa da kalbi burukluk yaşamaktayım
Hicran sayfalarında uyumaktayım, hüzün içinde nefesi bırakmaktayım
Bilmem ki hala niye ağlamaktayım, kim için ufka uzanmaktayım, ummandayım
Feryadım duyulmaz artık soldu
Hasret ıstırabın elemini sineme sessizce neden koydu
Yalnızlığın koylarında, umudun muştusuyla yaşamak meşakkatli oldu
Halin hasredildiği, vefanın suhuleti, aşkın en bakir zindeliği, feda yolunda nurdu
Sessizliğin toprağına uzanıyorum
Hülyalar içinde nefesin şevkine kanıyorum, ağlıyorum
Derdin baharında, çilenin sükût içinde kuşattığı efkârla kimi anıyorum
Ömrüm aşkın yolunda ve edebin nefesi kuşatıcılığında hiç yorulmasın, feda olsun
Şimdi okuduğun şiirleri anıyorum
Ve fevkalade anılara dalıyor, kalbi sesinde uyuyorum
Ruhuma hazzı salan letafetini, hasretin sürur bahşeden ülfetine kanıyorum
İşte o vakit ferahlıyor ve amansız huzur duyuyorum, aşkını hal ile yudumluyorum
Ne kadar uzaklarda yaşasan da an
Kırgın gönüllerin, mahzun yüreklerin hıçkırığına kan
Aşkın izzetini, iradeden vazgeçiren servetini, kalbin haz duyan hasretine yan
Sevdanın nidasıyla bir vakit yeise düşmeden yol alan cefakârın sesinde aşkla uyan
Ömrümün son deminde ölüm içimde
Seyrine ram olduğum hazan masumluğuyla halimde
Hani kutsiyetine inanılan aşk, hakikatiyle mazi derinliğinde kimin derdinde
Yaşamak böyle mukadderse, kul olmanın farkı nerede ve aşk çilesiyle şimdi hasrette
Ah aldı felek çaresi yok acısı hazin
Kime nazar ettimse hali perişanlık çarkında vehim
Ah yüreğimi dağlayan melalim, sükûta yönelen ve tarumar olan sökün halim
Neyleyim, kime şikâyet edeyim, samimiyet hangi gönlün derdinde ben nasıl bileyim
Sefilliğime boyun büküp gideyim
Kimseye seslenmeden artık bu diyardan göçeyim
Mezarım için ruhuma yöneleyim, umutlarımı arşa muhabbetle elan göndereyim
Nefeslerin dostluğunda hala nöbetteyim, sadakat içinde takatsizliğime ne söyleyim
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Mahzun gönül heyhat şad olacak mı?
Ruhum seyyah oldu bu âlemde
Kalbimi sessizliğin ikliminde aşkın ile perişan eğlese de
Gönül kar eylemeyince, dilim sükûtun pervazlarında inleyince elemle
Abat olan bu yüreğim hicranın fevkinde, nefesim hazanla meşk edince şöyle
Divan sayfasında adımlıyorum
Halimin en bakir sadeliğiyle hasretin letafetine kanıyorum
Boyun büküyorum, sabrı terennüm ediyorum, aşkı nidaları süzüyorum
Ey hak, sen bilirsin, sen kalbimin yegâne sahibisin, feyzin iksirinde fevksin
Şu yanan yüreğime sürur ver
Açtığım ellerimi gönlüm için aşk payesinde hazzı ikrama ser
Çekilen çilenin senasında, kanaat tahtında ruhuma sancısız serinlik ver
Hasretin yumağını kalbime meşk ile nakşederek, vuslatın bağrında her yer
Canım, feda olacaksa canana
Damarlarımı ihya eden ve hicranı tevdi eden akan her kana
Varlığım ihsan olsun manasında kaybolduğun aşka, sancılı hazzı sabaha
Devran eylediğim umman felahına, her salanın ibrete ram olacak adımlarına
Ne kadar vaktim kaldıysa farka
Ey rabbim yüreğimi hasretin sancısıyla aşktan uzak bırakma
Kıldığım her namazlarda, kapandığın secdenin sancısıyla aşkı unutturma
Umutları niyetin halisliğinde bağışla, rahmetin ihatasından mahrum bırakma
Sana yaklaştıran eşikte mazurum
Kifayetsiz aklımla ne sefilim, zafiyetlere duçar irademle fakirim
Arzın bir köşesinde, nazarların sessizliğinde, gecenin feyiz iklimindeyim
Nitelikten azade ve uzağında nefesim, bilincimle rezilim, nasıl şikâyet edeyim
Ruhum için açılacak davalar çok
Lakin kalbi sayfalarımda sinemi harap eden hicran sanki bir ok
Sevdamı kime sorsam, terk edilmiş sokaklarda hüznü acıyla yudumlasam
Halimi kime anlatsam, aşkın ferahlatan vuslatında mütemadiyen sabahlasam
Ey yar, gönlün hiç susuz kalmasın
Hasretin dağlayan yangınlarında halini meşakkat içine sokmasın
Muhabbetin süruruyla yaşatsın, kalbinde iklimlerin baharını feyizle yaşatsın
Ruhun nihayetinde aşkın tefsirinde anlamlaşsın, yazılacak kitaplar ibreti ansın
Mustafa CİLASUN
Sen ağlattın bende ağladım!
Sorma mazimi içim yanıyor
Ne kadar sancım varsa o an aklıma gelip dağlıyor
Ruhum hicrana kanıyor, kalbim sukutuyla aşkın hüznüne dalıyor
Sorma be aziz hamiyetlim, her ne ektimse vicdanımda hesabım ziyadeleşiyor
Ne kadar müşkül bir nefesim
Dertlerimle sessizliğe çekilir hicranla sefilleşirim
En büyük acıları halimde yaşar, bahtıma boyun büker yol alırım
Haksızlığa şahit oldum mu mahzunlaşırım, vefanın devranında niye ağlarım
Yüreğim, kalbime ne söyler
Aklım aşkın suhuletinden ar eder, idrakim meyleder
Hani esin nerde kaldı, afakım daralarak sancıları sinemde sıraladı
Hakikatin muştusunu soluklanmak ibrete kaldı, aşk kalbimde, süruru hazdı
Çektiğim ıstıraplar sevdaydı
Sabır halimde kanaatle anlaştı, elbette susmak haktı
Sen sineni açmadın, kalbi sayfanı halime kapattın aşkı yaşatmadın
Neden ruhuma davalar açtın, hasretin çilesiyle nefesimi kuşattın ve ağlattın
Anma artık fakirliğimi yaşa
Ne kadar umudun var ise hakikatin ülfetiyle hep aşka
Elbette ki nazım sana, sızılarım hicranın yaşattığı hüznün farkıyla
Saklanırım kalbi niyaza, her ne kadar vasıl olamadıysam da sana şimdi anla
Çıktığım dağların nidasıyla
Sürülerini güden çobanın çektiği sızıların kuşatıcılığında
Aşk halin demini hüzün içinde yudumlamaksa, asla nazarlardan korkma
Bahtımda sensizliğin hicranın yaşamak varsa, ömrümü hasrederim o sevdana
Şayet vuslatı yaşamak haksa
Ruhumun hicran damlaları bir bir mısralara aksa da aşkla
Sine-i sürurumdan kopan yapraklar haleti ruhi yemde hazla manalaşsa da
Sen yinede edebin suhuletini kalbinde muhabbetle yaşa, aşk iksirini yudumla
Cennete girmek için kul olma
Aşkın letafetinden yoksun kalarak heveslerinle yol alma
İhsanın kutsiyetini unutma, ihlâsı yabana atma, tevazuu kimseye bırakma
Sabrı halin güzelliğinde yudumla, vaktin mukavelesinden arî olma, nispi aşkla
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Yorgun düştü bu gönlüm!
Ne kadar sitem vardı dilimde
Ne kadar geçirdiğim zaman varsa veda ediyorum hicranla
Hala gönlüm yasta, yüreğim burukluğun hüznüyle fakirlik yaşadıkça
Aklım arafta, mavera düşlerim yalnızlığımda, sessizliğin bu kadar acı olunca
Hasretin kalbimi ağlatırken
Özlemin dirliğimde kederken, işittiğim sesler şevk vermiyor
Halim hazanı resmederken, melalim seni soruyor, merak sancı veriyor
Veda eden gönüller, aşkın çilesinde anlam bulan diller, sabırla edebe yöneliyor
Okuduğum mektubun nazdı
Nefesini terennüm ettikçe sinem bir başka yangınlara uğrardı
Kalbi sayfama düşen karlar nazardı, ruhumu kuşatan şevk bir bahardı
Şimdi geriye ne kaldı, zaman içinden çıkılmaz bir sızıyla yüreğimi dağlayandı
Geçmişi şimdi düşünmek ardı
Muhakkak ki anlamlı hesap vicdanımda fevkalade bir odaktı
Kim ne yaptıysa, yalnız yanına kalmadı muhabbet kalbimde başkaydı
Sevgi bunun için ikramdı, ruhuma sürur bahşeden sağanaktı, sevda adeta hardı
Ey sazende durma çal kanunu
Tınısıyla kuşat sancılarımı, tefekkür için düşündüğüm tadımları
Ruhumun zamanda serencamını, artık kalmayan heyecanımı anlat anlayana
İbret olsun kalan canlara, insan olmak hayli başka, şayet bir adamlık kaldıysa
Şimdi uzanıyorum ufuklara
Neden sitem hala yüreğimde ağırlığınca, aşkı hazla yaşamayınca
Olsun ne çıkar bahtım sabırla buluşunca, kanaat etmek kalıyor halimize
Neyi ibretle temaşa ettimse, içim titriyor hissediyorum üşümelerim şimdi benle
Üzülsem de artık geri gelmez
Kalbi fakirliğime aşk şevkiyle erişmez, sevdanın filizleri ekilemez
Hüzün gönlümden eksilemez, mısralarla dile getirdiğim hasretim dinmez
İçim ne kadar geçse de, keder şevke geçit vermez, yalnızlığım hakkıyla bilinmez
Geçiyor vakit, ömür doluyor
Aşk ruhuma hakikatin feyzini anlatıyor, kul olabilmeyi öğütlüyor
Hissiyatım baharlaşıyor, sürur halimi kuşatıyor ve o hesap fevkaladeleşiyor
Zaman, sinemde ne sitem ve ne bir yeis bırakıyor gözerim yaşlarıyla aşklaşıyor
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Ne sözüm ne de özüm kaldı!
Kuytu bir kızıllığın kederindeyim
Neyi ne vakit düşüneceğimi dahi bilememekteyim
Neden hüzün içinde nefeslenmekteyim, hicran içinde umut etmekteyim
Ömrün göçen sahnesinde titremekteyim, vuslat için kalbime yöneleceğim
Her zaman üşüdüğümde sinemi açacağım ve sessiz çığlığımı da arza bırakacağım
Ey hak, adalet senin hükmündedir
Lakin masun gönüller hala hercümerç edilmektedir
Arz talan edilmektedir, vakit sinemde esaret için fevktir, ceht şevktir
Cemaatler neyi beklemektedir, tezkiyeler nefsime kederdir, izan nerdedir
Maslahatlar sergisi cihanşümuldur ve verilen fetvalar niçin tefekkür için ötelenir
Ayrışmalar acımasızca törpülenir
Ümmeti Muhammet neye teslim olacağında acizdir
Maksatlı fetvalar aşkı muhabbet için zillettir, muhabbet nerededir
Hukuk neden bizzat yargıçlar tarafından ihlal edilmektedir, güven yitmektedir
Kaybolmak insan kimliğinde züldür, zülüm ise hakkı gasp edenlere göre görevdir
Hani bir kuvvetler ayrılığı vardı
Mütemadiyen hakir görülenler neden dışlanmaktaydı
Toprağın kutsiyeti vatan için bayraktı, özgürlüğü alınan candan şimdi kaldı
İnancı yaşamak suç sayılmaktaydı, emir komuta efkârı umum için bir sultaydı
Saltanat ne kadar kaldırılmış olsa da, dikta edilen kepazelikler halimde efkârdı
Ey rabbim kalbimle iltica ederim
Neden mülteci kimliğimle hala hukukun peşindeyim
Ruhi andıçlarımı kimlerle istişare edeyim, şura şuurunun hasretini çekerim
Artık ne kelam edecek bir sözüm ve ne de kalbi sürur içinde hazzı özüm kaldı
Yalnızca sana nazlanırım, sızılarımla bedbin bir hicranım, sabır için sancılıyım
Ah tevdi edilen mühlet ne cömert
Rahmetin banisindedir yalnızca hareket ve kuvvet
Kim umut içinde ve muhabbetle aşkın hasretini yaşıyorsa, hayatı bir edep
İnsan için tasnif edilen nice anlamlı dert, bazen keder ve bazen de dirilişe sebep
Ne zaman hakkıyla düşünsem ve kalbi ahengimle yönelsem, rahmetin karşımda
Evet, kalbi fakirliğim işte ortada
Ömrümün kalanında her ne hicran varsa aşk tadında
Umutlarım bir tohum misali ufukların sürurunda, yakarışlarım elbette sana
Sahibimsin, sebebim sensin, ne beklediğini öğütlersin, mühleti onun için verensin
Muhakkak ki sen bizatihi aşkın banisisin, eşikler için vesileler halk eden Rabsin
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Farkı anlayamıyordum!
Gün henüz yeni başlıyor
Ruhum sessizliğini koruyor, sukutu kuşanıyor
Kalbim hicranı anıyor, şevk halimi bırakıyor, bekleyen yol ne arıyor
Hasret sinemde başkalaşıyor, umutlarım ne vakit sürurlaşacağını bekliyor
Sanki her anım bir hazan
Ey meşkûk bir şekilde sefilliğimi merakla anan
Ey damarlarımda dolaşan anlamlı kan, ey hayatı muştu için saklanan
Nerdesin, hangi iklimin neşesisin, ah o sürurlu nefesin yok, ben kimsesizim
Vefayı ben kime sorayım
Kaybolan sadakati nerde bulayım, edebi sızıyım
Kalbi dirliğimde bizarım, ruhumun nazarlarında kaybolan bir insanım
Evet, niyaz için yastayım, hasretin elemiyle sancıları kuşanan bir hastayım
Belki demin ayazındayım
Kuşların çırptığı kanatlarda umudu anmaktayım
Lakin niçin yaşamaktayım, aklın tarumarlığında farktayım ne hicranım
Takatsizliğimle kimin yüzüne bakarım, beklentileri nasıl anlatırım, acıyım
Unutulmak ne kadar zormuş
Sanki sinemi kor halinde dağlayan ne umutmuş
Hüzün nefesimi solduran korkulukmuş, zaman bu katrede anılan olmuş
Yaşarken dahi ölmek halime mal olmuş, yeis içinde ki heveslerimde solmuş
Ne yar var ve ne de harı var
Ah bedbinliğimde dinmeyen bir hicran var yar
Ne yapalım açmadı bir türlü halimde bahar, bahtımda hüzün başka yar
Artık ne sinemin efkârını an ve ne de hasretin bağrında benim gibi yan yar
Sen bari şevkin banisinde kal
Ah sukutum, çığlığım kime erişecektir oldu lal
Bak temaşa ediyor halimi sürurlu hilal, ölüm yaklaştı düşünme sen yar
Ne kadar umudun varsa ve ne kadar gayretin harsa, yaşamak senindir yar
Aşk halimde şimdi bir demdir
Tefekkür idrakimde bütündür, sevda ardır yar
Ne varlığım kardır ve ne ufuklarım halimde istiklali hakkıyla yaşatır
Farkı fark etmek sanattır ey yar, aşk tahayyülümde bir başka açar ey yar
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Kalbim aşka adanınca!
Ne kadar sancılarım varsa
Ruhum hicran içinde sayfalarını aralayınca
Aklım ayazda, niyazım sinemden hüccet bekliyor umutla ve farkla
Her ne kadar vaktim kalmışsa, aşk sızısının hasretini yudumlamaya sevdamla
Ey rabbim sen bilirsin
Sen muhakkak ki kalbimin sahibisin, yücesin
Sen vadedensin, hesabı halk edensin, ruhumun ikliminde tek vecdesin
Halimi ziyadesiyle bilensin, niyetime kefilsin, sadakatimden emin olan Rabsin
Niye hüzün içindeyim
Hicranın deminde hazzı nazar eden bir fakirim
Sancılarımı kime deşifre ederim, nefeslerden ne bekler, oysa ne sefilim
Yalnızca senin rızana meylederim, tefekkürde mülteciyim zikrimde aciz biriyim
Nice vesileler halk ediyorsun
Sabırla bekliyor ve mühleti aşk için veriyorsun
Sevdayı öğütlüyorsun, vecdi önceliyorsun, maksadı netleştiriyorsun
Ayetlerin serencamında kalbimi sürura erdiriyorsun ibretin vaktini söylüyorsun
Lakin farkı fark edemiyorum
Ne kadar nazar etsem de, temaşadan yoksunum
Dilim bizar, kelimeler mazi sayfalarından kalan hatıralar, kim anlar
Ah yazılan niyazlar, aşkın feyziyle bekleyen umutlar, ah dalı bırakan yapraklar
Kim bilir neler anlatıyorsunuz
İklimlerin sergisini hüzünle içime akıtıyorsunuz
Hicranla ağlıyorsunuz, yüreğimi dağlayan aşkı hep hatırlatıyorsunuz
Neden halimi başkalaştırıyorsunuz, hüzün içinde gözlerimden yaş akıtıyorsunuz
Ömrüm nihayete ersede aşksın
Çünkü sen kalbim için ziyadesiyle hazzı farksın
Sinemde dem, ruhumda sen, kalbimde edep içinde harsın, niyazsın, arsın
Ne kadar zikretsem de manaya meftun olan aşksın, insan içinde biçilen kaftansın
Sen ruhumda sancı ve sevdasın
Her halinden fark edilen mutlaksın, sen yarsın
Eşiklerde sabrın, beşiklerde kanatın, umutlarda ihsanın tadısın, sen aşksın
Sen vaktin serabı, mananın adağı, halin mutlağı ve ömrün her adımında sevdasın
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Ruhumu mest eden ayetler!
İşittikçe irkiliyordum
Dinledikçe varlığımdan vazgeçiyordum
Aşinalığımı biliyordum, velâkin uzaklaştığımı bilmiyordum
Meğer nelerden vazgeçiyordum, neden hissetmeden göçüyor eriyordum
Niçin bu hale dönüştüm
Oysa fevkalade bakir bir nefesin eriydim
Kime ne ettim, kalbi şikâyetim desiseler içinde feda ettiklerim
İşte aldatılmaktır edepsizliğim tak iyeler derdindeydi halim fark ettim
Ah tevdi edilen vaktim
Kalbin derinliğinden gelen nidayı bilirim
Şimdi ruhuma ne derim, vaktiyle teslim edilen emanetti derdim
Göçüp giden ömrüm, hissiyatımda renklenen hevesim, aklım nerdeydin
Evet, irade zafiyetim
Kimseye seslenmem halime boyun bükerim
Lakin sinemi dağlayan sancıları neylerim, secdede yaş dökerim
Basirettir hasretim, inşirahtır keyfiyetim, ah sefilliğimle aşkı neyleyim
Arifin zikrinde elemim
Şimdi keş keleri kime havale ederim kalbim
Farkı fark edemeden onca geçirdiğim vaktim, hesabidir ahvalim
Ne cana vekilim ve ne de canana kefaletim, ben kalbin sesine yönelirim
Okunan ayetler haberdir
Kim ne kadar ibreti hisse alırsa bir servettir
Gönlüm onun kutsiyetine hasredilen kilimdir, aşk derviş zikridir
Onun uğrunda feda olmak ruha illettir, şahadet özlemi kalbimde erktir
Ne Arapça bilirim ne Farsça
Neden bu sefil halim, kalbimde paramparça
Ne vakit okursam yalnızlığımda mesneviden gözyaşları vurdukça
İzanım durdukça, ayetler deşifreleriyle ruhumda adımlamaksa aşk orda
Evet, unuttuğum ne varsa
Ve hatta umursamadıklarım kaşıma çıkınca
Utancım her anımda sancıyla varlığımda, yaşamak kulluğumda aşksa
Halimi arz etmek maksadım olunca, kalbi niyaz beklentim kimden hakça
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Anam ağlıyormuş!
Ne deyim ve kime ne söylerim
Bir evladın bahtından nasıl bahsederek nefeslenirim
Halimimin derinliğine çekilerek, hüznün vadisinde çaresiz nefeslenirim
Annem ötelerin iklimindeydi
Bir mahzunluk içinde sessizliğine çekilen hak nefesti
Kendi halindeydi, kimsenin ahvalinden söz etmeyen çaresizliğine erendi
Tevekkel bir can olarak gitti
Garipliğin muazzamlığında sukuta çekilen bir çileydi
Henüz beş günlükken, anne şefkatini tatmayan hicranlı kalbin sahibiydi
Ömür hikayesi çok hazindi
Kim gıyabında anarsa onu fevkalade niyazlar ederlerdi
Lakin nazarlarına mahzunluk hakimdi, siması yıllara sari renkler verirdi
Garipleri nedense pek severdi
Onların içinde, şevke kapı aralayan erenlik içinde nefesti
Sofrasını paylaşmayı çok isterdi ve bir yetim aklına düştü mü çekip giderdi
Oğlum derdi; kimseye sataşma
Her kimin ne kadar hırsı varsa, sancıların tuzağında ağda
Her nefesinde hayır dile ve teşebbüslerinde niyetini kavi eyle ve ondan dile
Kalbinin sahibine kul olmazsan
Kime kul olduğunu anlamak için beyhude uğraşa dalma
Geldik ki gideceğiz, ama lakin vuslat için kimden şefaat dileyeceğiz unutma
Anlık kudret, emaneti asliyedir
Kime ait olduğunu bilmeyen, ruhundan müstağni değildir
Hissiyat, vicdan muadilinde bir gerekçedir, yoksa mesnetsiz ağıtlar değildir
Annem çaresizliğime bakıyordu
Gözlerim bağnazlık içinde uykuya dalıyordu ve kalbim ah…
Ruhumun sahifelerinde kaybolmuşluğumu yüzüme haykırarak anlatıyordu
O anda, kan ter içinde uyandım
Sabah ezanının saba bakamıyla hazzına ulaşarak kalktım
Ve uzun zamandır hem hal olamadığım anacığımı rahmetle yeniden andım
Halimin sahifelerini araladım
Ruhumun lekeleriyle temayüz ederek secdeye kapandım
Ve kalbimin sahibine el açtım ve fakirliğimin nezdinde acizliğime uzandım
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Ne bir ses var ve nede heves yar!
Bir ehli dil olmaktır muradım
Lakin senin naifliğinden fevkalade uzaklardayım
Kalbi arzu halim, aşkadır figanım, sevdanla yanan sancıyım
Ruhumun serencamındandır niyazım, şimdi sensiz ne kadar bizarım
Artık şafaklar bir kar etmiyor
Seherin buğusunda içim gidiyor, hissiyatım titriyor
Mavera mefkûresi kalbime neler söylüyor, ah hasret acı veriyor
Göçen gönüller halime çörekleniyor, şimdi düşünmek çok zor geliyor
Ah hicran yine mi sızı hicran
Hüzün kalbi sayfalarımda şimdi ne müşkül bir nizam
Aşk halime derman, ruhumda sürurlu zaman, muvazenem elan
Ve ne kalmışsa nefesimde zaman, hicranım nidamla anlaşılır sussam
Anlatma artık vakit çok geç
Sen durma artık kalan anılarından neyi diliyorsan seç
Halimde bıraktığın sancıları hissetmeden sessizliğin acısıyla geç
Aklım aşk için iradeden vazgeç ve kalbim dalgalar halinde hercümerç
Sessizliğimde hasretin aşktır
Ne kadar muradım varsa, bahtım için sancılarda acıdır
Kalbim sürurun için duacıdır, ama aşk acısı ruhuma davacıdır
Neyi söylesem veya efkârımla meyletsem, içim sızılar kadrinde aşktır
Ey yar yeter ki sancı yaşama
Halini merakın harıyla buğulama, aşkı kalbinde yaşa
Sevdanın türabında bizarlaşma, yeter ki sen aşkı hakkıyla anla
Ve ardımdan hiç ağlama, kalbinde elemi bulundurma, kaderdir yaşa
Bilirim ki sözüm kifayetsizdir
Lakin kalbinin sesi senin için hüccettir, ölüm diriliştir
Hevesler hakikat için şevktir, vicdan vuslata amade aşk iledir
Pişmanlık ibret için eşiktir, irfan hakka kul olabilmek için aklı şerhtir
İnsan bizatihi taltif edilmiştir
Gül niçin kulluk dirliğinde fevkalade naif bir ahenktir
Latif kokusu farktır, çiçekler su misali aktır, renkleri kalbidir
İşte aşk, letaifler babından zamandır, tefekkür ruhunda aşkı ahlaktır
Ne kadar hayıflansan kayıptır
Baht insan için kaydedilmiş cereyandır, iraden farktır
Aklın selamet için cenahtır, istişare farkı fark ettiren maslahattır
Kâinatta ne kadar nedamet varsa ve keşkeler kalbin sefilliğinde kimle
İşte vakit insan için fevkaladeyse
Ve kul olabilmek idrakinle seninse, aşk esrarıyla kalpte
Zahirde resmettiğin meşkûk halinle, hani hukuk kimlerin derdinde
Gasplar sergileniyor kepazelikle ve bizzat yargıçların şevki marifetiyle
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir
İçime hep hüzün doluyor!
Sende git sende unut
Şu perişan kalbimde neden soluyor tüm umut
Ruhumun sızısını sen hiç duyma ve artık ağlatma haydi unut
Ne sevginle korkut ve ne de aşkınla şaşkınlığıma somurt, haydi gel yahut
Mekânsızım sızımla
Gecelerin ıssız kollarında, prangalar ruhumda
Solgun nefesim ne kadar bizar umut korkuluklarında sokakta
Düştüğüm bu hali asla unutma ve bir ibreti âlem için anılarından çıkartma
Artık ne söylesem boş
Haydi, gel sancılar girdabındayım nazar için koş
Bak heveslerim sarhoş, ufuklarım nahoş, yaşamak buysa loş
Kalbim sanki avare, aklım kimlere havale, ruhum ise seyyare halinde coş
Bak ne haldeyim acıma
Terki mekân edersem de kimseleri hiç suçlama
Lakin meramımı bir an olsun anla ve ön yargılarında boğulma
Evet, bu halinle çıkma karşıma, aşk bir hülyadır diye hayıflanma onu yaşa
Ne kadar umudum varsa
Şayet sanat hakka kul olabilmek için vuslatsa
Sen asla hissiyatınla yakarma, öncelikle aşka kalpten baksana
Muhabbet ve merhamet insan içindir unutma, şehvet, hiddet hayvani anla
Seni ne vakitte ansam
Ve hatta anılarla mütemadi yende yaşasam
Sakın şaşırma, sevda ancak hal ikliminde sürurdur yabana atma
Bir nisa olarak yeise kapılma, hissiyatına asla sarılma, idrakinle aşkı yaşa
Kim çıkarsa çıksın karşına
Her hangi bir korkuya abanma, öncelikle anla
Ziyadesiyle zanlara uzanma, aklını yokla, tahkiki unutma sorgula
Nihayetinde bir insan olduğunu unutma, şayet bahtında kaza varsa kaçma
Sen zarifliğinle suhuletsin
Sanki bizatihi taltif edilen hazlardan bir demsin
İllaki ruhumda eşitsin, gücümde nispetsin, sen nefesinle şevksin
Aşk letafetinde izzetsin, kul olabilmem de eşiksin, sen işvenle kalbimdesin
Ah gönlüm yine durmazsın
Sanki resmettiğin denizler ikliminden dalgasın
Niye sabrı yudumlamazsın, kanaati kuşanmazsın, aşkla farklısın
Sen ziyadesiyle meşki anlatan su misalisin, nereye baksan rabbini anarsın
Nihayetinde aşkı zamansın
Müddeti nefeste merakı melalsin, sen bir hazzın
Ne aşka kanarsın ve ne de hali ondan yoksun bırakırsın, nazsın
Gönüller kuşağında fevkalade bahtsın, sancılarla hicranı hakkıyla anlatırsın
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Ah ne söylerim!
Ah aşk
Kelimelerde tek hecesin
Gönül iklimine sürur bahşedensin
Dilin şevkisin, hissiyatın rengisin, fevksin
Ruhun ikametgâhı, kalbin saltanatında sen fevkaladesin
Bazen
Yâd ellere alıp götürensin
Bazen de hüzne gark eden ensin
Hasretin mihengisin, düşüncemde öndesin
Atimden bir ses ve mazimden hissettiğim nidalara nefessin
Halim
Sana amade olan sancaktır
Ruhum senin şavkınla anlamlaşacaktır
Melalim ağlayacaktır, takatim kalmayacaktır
Kişiliğim kaybolacaktır, feda olmak aşkın rüknünde farktır
Lakin
Kim hakkıyla anlayacaktır
Duyguyu, hevesi aşk iradeyle anacaktır
Akıl ne olacak, izan uzaklaşacak ne kalacaktır
Hiddet ve şehvet hayvanla anılacak edep aşkı ağırlayacaktır
İnsan
Niçin yaratılmıştır, kuldur
Âdem olduğunu unutan insan solmuştur
Kim niçin kovulmuştur, vicdanın sesine yabandır
İnsan kullukta aşk farkıyla nurdur irfan sahipleri onu bulur
Ey aşk
Sen sukutumdasın, hazzın
Kalbi rızamda aklaşan endamlı nazarsın
Sen vaktin payesi, gönüllerin mesti pervanesisin
Evet, sen insan içinsin, kul olabilmek için bazen halde eşiksin
Ancak
Seni sevk eden, kalbe eken
Gönlü güzelleştiren, edebin fevkine erdiren
İhsanı bildiren, ecri güzelleştiren, sadakati öven
Sahibin var ya, işte onu hakkıyla anlamak, anmak için aşksın
Ne söylesem
Ser verip sır vermesem de
Ömrümün sayfalarında eriyip tükensem de
Hicranı kuşansam, hüzünle anılsam, dert olsam
Sen başkasın, halimde umutsun hasretimde nursun, huzursun
Ey aşk sen kalbimi şevke erdiren, ruhumun sulhunda saltanatsın
İnsan olmak, yaratanı tanımak, secdeye kapanmak, vuslatı yaşamaktır
Sensiz ne anlatılırsa ve hatta maslahatlar içinde bahaneler sunulsa noksandır
Mustafa CİLASUN
Vurgunum ey yar!
Feryadımı duyuyor musun
Hasretin bağrında halimin sefilliğine erişiyor musun
Sensizlik eleminin çilesini biliyor musun, gecelerin sürgünlüğünde üşüyor musun
Zulmün abat olduğu, ruhun hicrana gark olduğunu, kalbimin ise solgunluğunu görüyor musun
Ne dağların efkârındayım
Ve çalınan kapılar ardında umudun uykusunda harım
Kalbimin vurgunluğunda sancıları kime sormalıyım, sinei süruru artık bırakmalıyım
Umman için yol bulmalıyım, aşk acısını kuşanmalıyım, acizliğimi derdin banisine anlatmalıyım
Ah yar geçtiğin yollar naz
Ruhun feryadı sahibine eğliyor niyaz, yok artık haz
Ey suskun şair, çilenin, elemli nefesin, hüzünlü bekleyişin mısralarını durma yaz
Mezarcı sende durma kaz, toprağın kahirinde saklanıyor niyaz, ruhum hasret eşiğinde ayaz
Duymazsın sesimi yar bilirim
Nefesim takatsizleşti artık acıyla kime ne söylerim
Kuytu köşelere çekilirim, ıssız sokaklarda gezerim, düşen yapraktan ne beklerim
Çilemi nefeslenirim, kalbi sevdama esirim, muhakkak ki bahtıma boyun büker çeker giderim
Ey yar sana ne söyleyebilirim
Kalbi umutların için niyazı hak bilirim, sürur dilerim
Artık hicranı anlatır hevesim, anılar durağında çektiğim resimlerin, uzaktan esin
Ah ömür defterim, sadık edebim, çilenin bağrında fersizleşir nefesim, hali anlatmak şevkim
Olur ya bir gün duyulur yeisim
İbreti âlem olsun kederim, suskun çığlığım kaderim
Ah kalbim şimdi kime hissiyatımın sancısını ayan ederim, dinmez ki gönül defterim
Sabrın vadisinde kanata yönelelim, kalbin sahibini bilelim ve ruhumuzu da öyle teslim edelim
Ah ben şimdi neyin derdindeyim
Aşk bendinde biçareyim, sevdayı ne bilir söylenirim
Bahtımın zamanında nöbetçiyim, gönül hapishanesinde esirim, ey hak sen bilirsin derim
Yazmakta olduğum melallerim, ruhumun hicran damlalarında sancıları heceleyerek serinlerim
Artık göçüp gidiyor ömür zevkim
Hem dağlara dargınım ve hem de yollarda solgunum
Ah kalbi yorgunluğum, umut içinde neden durgunum, şimdi sürgünlüğümde esir yolcuyum
Şimdi aşk nağmelerin şevkinde, sazların telinde, hasretin beldesinde, umudun güzelliklerinde
Ne kadar hasretsem dem içindeyim
Ve gönlümü yâre ne kadar hasretsem fedada şevkim
Yar duymasa da ve hatta gelmese de şerefim, işte ne kaldıysa halsiz nefesim seninleyim
Yeter ki sen bizar olma, bir yeis içinde soluma, aşk sancılarıyla solma, bahtın hazzıyla yaşa
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Gönül kervanımda sancılı şafak!
Bilmem ki şimdi nasıl ifade edeceğim
Çilelerin bestesini, hicranın güftesini sessizce yâd edeceğim
Halin sayfalarını hatmedeceğim, ruhumla inzivaya çekilip el hak diyeceğim
Kervanın geçtiği yollarda aşkın serabıyla inleyeceğim ve hasreti demleyip serinleyeceğim
Dilim suskunluğun hercümerçliğindedir
Lakin bu hakikati bilmem ki kimler bilir, nefes vakit azimdir
Aklım bilgiye amadedir, kalbim hüzün içinde umuda gebedir, izan perdedir
Aşk kalplerin keşfi için fevktir, tevazuu ihsanla erdemdir, sadakat tahkike amade erktir
Nice gidilen yollar sancılara şahittir
İnsan mazisiyle ve atisiyle müsavidir, kültür örfi fazilettir
Teneffüs haz içindir, elem tefekkürle terki sürur edilir, hak kulunu bilir
Niyet kalbi inayettir, irade tercihler için nöbetçidir, vuslat niçin özlenir, kalp aşk evidir
Bazen anlamak istiyorum kalbin sesini
Duran kalp mi yoksa zaman için Araf ta ikamet mi, keder mi
İnsan hiç sevgisini gizler mi ve muhabbet maslahatlar için bir hüccet mi
Ah gönlüm yine bir dem içindesin, sessizliğin efkarıyla hüzünlü sayfaları okuyarak gidersin
Ne mısralar okuyorum akan su misali
Suskunluğumun çığlığında bıraktığım o anılar fevkalade sancılı
Ey hancı, durma söyle vakte kim yabancı merak içinde bekleyenin farkı
Acılar yüreğimde hasrete davacı söyler misin hakkıyla muhabbet kimlerin aşk suskunlukları
Geçip gidiyorum işte, evvelin izlerinden
Sinelerde bir uhde olarak anlamlaşan zamandan, aşk tadından
Uzaklardayım martıların çığlığından, deniz dalgalarının ruhuma anlattıklarından
Ve aşkın hıçkırıklarından, kalbi ağıtlardan, nefesi mahkûm bırakan yangınlıktan hal acıyken
Ne cesaretim var ve ne de esaret aşka
Şayet aşk sevmekten arîleşen mahzunluksa elbette bir başka
Aklım ıssız sokakların nidasında hissedilen öksüz yudumlarda, yaşamak insanca
Mavera dirliğimde neden çetrefilli bir zamanda ve işte bu an kalbim hicranla aşk sızısında
Haydi, kalk gidelim, tefekkürün iklimine
Dikkat kesilelim vicdanın sesine, nazar edeyim kalbin şevkine
Ve sinemde kalan heveslere, el verip gerçekleştirelim, artık ne diyelim gidelim
Suhulet için nefeslenelim, ülfet için umut edelim, erdemi dileyip nefs tezkiyesini halledelim
Merakı önceleyerek ilim irfan öğrenelim
Aklın ferahlığına erişelim, dilin edebini mütemadiyen hissedelim
Ve hakikat için idrake erelim, kimseye bir söz etmeden kalbi fakirliğimizi bilelim
Sabrın direnişinde cenk edelim, feda olmayı hak için olacağını deruhte edelim ve helalleşelim
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
Sinem hicrana gark oluyor!
Ne kadar sabretsem sızısı dinmiyor
Kalbim hüzün içinde, ruhumun hazzını kelepçeliyor eza veriyor
Aklım hürriyet bu olmasa gerek diyerek hayıflanıyor, etrafım nahoşlaşıyor
Atim ne kadar mücerretse, mazi hazin içinde meramını efkârıyla şimdi bana anlatıyor
Hani bir zamanlar edep hazla anılırdı
Bilemiyorum neden sessizliğiyle sinelerden uzaklaştı, oysa aşktı
Edip ancak onun letafetiyle yazardı, zira o muhterem bir sevda vuslatıydı
Gönül onunla muhabbet sürurunun aşkını koklarlardı ruhum için bulunmaz izzeti ikramdı
Şimdilerde geriye ne kaldı, aşk nazdı
Zariflik onun ikliminde müstesna bir zanaattı, hattat onu yazdı
Ebru toprağı suya düşen bir aşktı, melal ancak bu kadar sessizliğine aktı
Gözlerim temaşadan çok uzaklaştı, nazarım ise halimde bir başka sağanaktı öyle baktı
Ne salaca ve ne de musalla farkı ardı
Zevki sefa insanı hiddetle kuşattı, ruhum garipliğe elemle uzandı
Yaşamak bu kadar bağnazlığı barındırmamalıydı, tefekkür kalbimde yastı
Ne muhabbetin tadı kaldı ve ne de insan kimliğinde aşkın, hakikati yazılan bir romandı
Ey zaman sen göçüp giderken hali an
Şöyle bir bak aşksız geçmiyor zaman, hicran sinemde vakitsiz gam
Heveslerim kelepçeli, hülyam netameli, rüyam bozulan saat misali engelli
Hesap kalbi sayfamda hiddetli, zihnim aklım için çok dertli, vicdanım kiminle bedelleşti
Ey aziz dost sen ol nefesinle hale dol
Artık fakirliğime bir şevki koy, muhakemeyi sor, nerde meşkûk yol
Ne hamiyet kaldı ve nede melal umudu bıraktı, gönlüm huzurun sağanağını andı
Ruhum rahmetin iklimine uzandı, yeisler bir bir azaldı, aşk azimle kalbin sahibine vardı
Neyleyim, gücüm nispetinde avareyim
Kime ne söylerim, sefilliğime kefilim, aklım kıt bilirim, sukuta erdim
Hakkıyla ne edebi bilirim ve ne de nitelikli bir gönül eriyim nefsinde serserisiyim
İrademle takatsiz bedelleşirim, aklımı nasıl teslim ederim, tahkik kalbin harıdır bilirim
Sabilere imrenirim, saflığında eririm
Sadakati takva babında öncelerim, ön yargılarda neden nefret ederim
Aşk halin demidir der fakirlik ilminde kanaat ederim, tevazuu niteliğini hissederim
Hukukun gerekçelerinde nefeslenirim, akaidim için meşveret zaruretini ariften öğrenirim
Ziyaretin hülasasında şuan kabirdeyim
Duyduğum seda salanın mücerretliğinde ruhumu kuşatıp davet ediyor
Kalbim nidasını sessizliğinde gönderiyor, umutlarım atime için sesleniyor
Ömür göçüp giderken kimden ne bekliyor ve ekilen tohumların sancıları aşka gebe kalıyor
Mustafa CİLASUN
__________________
Aşk, halin demidir!
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ZuZuYLa ORİFLAME |
|
|
|
|
|
|
|
ZuZu |
|
|
|
|
|
|
|
ARKADAŞLARIM |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
TAKVİM |
|
|
| |