Ey gönlüme değen gözyaşım!
Zamanın tenhalığında eğrilen gönlünü sakla gerçek aşklar için!
Yangınbitmese de gözlerinde, damlaların hiç durmadan aksın o yar’in özüne…
Kalp süvarisi değildin sen unutma!
Sevmek, sevilmek ömründe tek sermayendi senin ey gönlüm!
Damlalar içinde biriksin boş ver!
Yalın hayatların ıssızlığı çelimsizdir…
Hazin olur sonsuzlukları…
Sen gözlerinden düşürdüğün yaşları biriktir avucunda…
Al yanaklı bebeklerin temizliğinde orucun olsun susuşun…
Dökülsün dehlizime, akıntıma kapılsın günahlar…
Geçmişime mübarek sayılsın gözlerimden dökülen bu yaşlar…
Omuzlarında devleşen yükün ağırlığından feryad etmeye meylettiğinde yüreğin, sadece tut dilini…
Kara zindanı andıran gözlerinde bir ışık haresi oluşsun…
Bir kıvılcım, bir ateş, bir sus, bir can oluşsun…
Ağlamaktan sakın korkma ey gönlüm!
Matem tutmak değildir bu ve gidenin ardından yas tutmak hiç değil…
Gelene sevinmek, acıyan yaralara tuz basmak değil…
Çölde susuz kalmış bir ceylanın çaresizliğine su bulmaktır…
Kanadı kırk yerden kırılmış bir serçenin diline bir damla can dokundurmaktır…